Türkiye-AB İlişkilerinde Yeni Bir Dönem: Hakan Fidan'ın Vurguları
Türkiye-AB İlişkilerinde Yeni Bir Dönem: Hakan Fidan'ın Vurguları
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguladı. Fidan, Sarkozy öncesi döneme dönüşün önemine dikkat çekti. Türkiye'nin Avrupa ile birleşmesi gerektiğini ifade etti. Bu bağlamda, Türkiye'nin AB üyeliğinin stratejik bir adım olarak görülmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye-AB İlişkilerinin Tarihsel Arka Planı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye-AB ilişkileri hakkında Fransız televizyonu France 24'e değerlendirmelerde bulundu. Fidan, 'Bizim değerlendirmemiz, genel olarak Türkiye ve Avrupa, özellikle Türkiye ve Fransa, Sarkozy öncesi çizgiye dönülmesi lazım.' dedi. Bu açıklama, Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki tartışmaların yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
Sarkozy dönemine kadar, Avrupa'nın iki büyük ülkesi olan Almanya ve Fransa'nın siyasi liderleri, Türkiye'nin AB üyeliğini stratejik bir adım olarak gördü. Ancak Sarkozy döneminde Türkiye'nin üyeliği, iç siyasetin bir parçası olarak ele alınmaya başlandı. Fidan, bu durumun Türkiye'ye kimlik siyaseti merceğinden bakılmasına yol açtığını ifade etti.
Güvenlik ve Jeopolitik Yaklaşımlar
Fidan, Avrupa'nın güvenliğinin güçlendirilmesine ilişkin iki yaklaşımın varlığına dikkat çekti. İlk yaklaşım, Avrupa'nın Türkiye'yi de içine alarak jeostratejik bir tutum sergilemesi gerektiğidir. Bu sayede Avrupa, uluslararası kaosa ve jeopolitik risklere karşı daha dirençli hale gelebilir.
İkinci yaklaşım ise Avrupa'nın kendi güvenliği için 'diğer aktörlere çok bağımlı' kalmasıdır. Fidan, bu bağımlılığın azaltılması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin, Avrupa ile birleşerek daha etkili bir güç oluşturması gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin AB Üyeliği İçin Yeni Bir Yol Haritası
Fidan, 'Eğer Türkiye 2007'de veya 2008'de Avrupa Birliği'ne üye olsaydı... Çünkü o zamanlar altın zamanlardı.' ifadesini kullandı. Türkiye'ye bu net yol haritası verildiğinde, AB reformları yoldaydı. Ancak daha sonra Türkiye'nin üyeliği, Avrupa siyasetinin içindeki kimlik siyaseti tartışmasının bir parçası haline geldi.
Fidan, bu durumun değiştirilmesi gerektiğini belirtti. 'Tekrar Sarkozy öncesi çizgiye geri dönmek zorundayız. Dolayısıyla liyakate dayalı bir üyelik yolu açılmalı.' dedi. Bu açıklamalar, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir.
Üst Düzey Siyasi Diyalogun Önemi
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in Ankara ziyaretine de değinen Fidan, Türkiye-AB arasındaki üst düzey siyasi diyaloğun başlamasına ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Fidan, 'Bizim edindiğimiz izlenim, kendisinin böyle bir imkana sahip olmak istediği yönündedir.' dedi.
Fidan, Cumhurbaşkanı'nın da bu yönde ilerlemeye istekli olduğunu belirtti. Bu durum, Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlanması için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.